Enerjide bağımsızlık hedefiyle yola çıkan Türkiye, sadece kendi topraklarında değil, yurtdışında da yeni enerji ve maden kaynakları arıyor. Artan diplomatik etkisi sayesinde, uluslararası anlaşmaların önünü açan Türkiye, küresel enerji sahnesinde dikkat çekici bir aktöre dönüşüyor.
ABD merkezli Bloomberg yayın kuruluşu, Türkiye’nin enerji arayışlarını ve diplomatik hamlelerini mercek altına aldı.
Haberde, Türkiye’nin sömürgeci bir geçmişe sahip olmamasının, Avrupa ile Asya arasındaki stratejik konumu ile birleştiğinde uluslararası iş birliklerini kolaylaştırdığı vurgulandı.
Enerjide bağımsızlık için küresel adımlar
Türkiye, Karadeniz’deki doğal gaz keşifleri ve Gabar’daki petrol üretimiyle enerjide dışa bağımlılığını azaltmaya yönelik önemli adımlar atarken, yurt dışındaki enerji ve maden yatırımlarını da genişletiyor.
Bloomberg’in analizine göre, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Rusya, Azerbaycan ve Irak’ta aktif olarak petrol üretimi yapıyor.
Ayrıca Güneydoğu Asya, Afrika ve Amerika kıtasındaki yeni enerji ve maden faaliyetleri de dikkat çekiyor. Özellikle Sudan’da altın, Nijer’de ise uranyum madenleri ile ilgilenen Türkiye, Afrika’daki varlığını artırmaya hazırlanıyor.
Yeni anlaşmalar gündemde
Bloomberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yürüttüğü aktif diplomasi sayesinde Türkiye’nin enerji ve madencilik anlaşmalarını artırdığına dikkat çekti. Endonezya, Malezya, Türkmenistan, Irak ve Bulgaristan gibi ülkelerle de yeni anlaşmaların gündemde olduğu belirtiliyor.
Geçtiğimiz hafta Umman’a gönderilen keşif gemisi de, Türkiye’nin denizlerdeki enerji arayışlarının sürdüğünü gösteriyor.
Bloomberg: Türkiye, bölgesel güç olma hedefiyle hareket ediyor
Haberde, Türkiye’nin enerji diplomasisinin sadece ekonomik değil, siyasi ve askeri boyutları da bulunduğu vurgulandı. Analizde, “Türkiye, bölgesel güç olmak gibi çok daha büyük bir siyasi amaç doğrultusunda enerji diplomasisi yürütüyor.” değerlendirmesi yer aldı.
Sömürge geçmişi bulunmayan bir ülke olarak Türkiye’nin, özellikle Afrika ve Asya’da güven veren bir ortak olarak öne çıktığına dikkat çekildi. Bu yaklaşımın, Türkiye’nin küresel enerji ve maden pazarlarında daha güçlü bir aktör haline gelmesini sağladığı ifade edildi.
