Alpözen “Neyzen Tevfik’in evi dondurmacı, Halikarnas Balıkçısı’nın yaşadığı ve meyhane, Ben evimi müzeye benzer hale getirdim. Bodrum’daki tüm eski evlerin müze gibi korunması gerekir, ı5 bin yıllık kentimizi böyle koruyabiliriz. İlk kez yalnız bırakılmadım” diye konuştu
Muğla’nın Bodrum ilçesindeki Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde 34 yıl müdür olarak görev yaptıktan sonra 2005 yılında emekli olan Türkiye’nin ilk sualtı arkeoloğu 85 yaşındaki Oğuz Alpözen onuruna Seramik sanatçısı Pervin Özdemir’in yaptığı ve üzerinde Oğuz Alpözen silüeti, amfora ve deniz figürlerini işlediği seramik kabartma, Alpözen’in Türkkuyusu Mahallesi yaşadığı kuşlu evinin dış duvarına kalıcı olarak yerleştirildi.
Türkkuyusu Mahallesi meydanında düzenlenen törene Bodrum Kaymakamlığı, Bodrum Müzesi,Bodrum Belediyesi ve protokolden kimsenin katılmaması dikkat ve tepki çekti. Bodrumlular ve mahalle halkı Alpözen’i yalnız bırakmadı. Sanatıç Pervin Özdemir’in yaptığı seramik pano tören ve alkışlar arasında evin duvarına yerleştirildi.
Seramik Sanatçısı Pervin Özdemir, 2011 yılında benzer bir çalışmayı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın, İzmir’in Hatay semtinde yaşadığı apartmanın girişine “Merhaba” yazılı eserin tasarlanıp törenle yerine yerleştirildiğini belirterek
“Yaşamım boyunca Anadolu medeniyetleri, arkeoloji ve mitolojiden beslenerek eserler ürettim. Bu eserler hem yurt içinde hem de uluslararası platformlarda Türk seramik sanatını temsil etme onurunu yaşadım. “Tarihin Tanığı” adını verdiğimiz mermer kabartma yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda sanat ile bilimin kesiştiği bir anlatı olduğunu vurgulamak istiyorum. Amfora geçmişin bilgeliğini ve uygarlığın izlerini günümüze taşıyan önemli bir semboldür.” Dedi
Özdemir eserinde Dr. Oğuz Alpözen’in bilgi, emek ve kültürel mirasa adanmışlığını yansıttığını, onu Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu olarak ölümsüzleştirdiğini ifade etti. Bu eserin arkeoloji ile sanat arasında bir köprü, geçmiş ile gelecek arasında bir belge niteliği taşıdığını dile getiren sanatçı, tüm arkeologlara saygılarını ileterek “Sanat ışığınız hiç sönmesin” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Yaşadığı evin özgün kimliğini koruduğunu ve müze ev haline getirdiğini belirten Alpözen SÖZCÜ’ye açıklama yaptı. Alpözen “Bugün protokolden kimse gelmedi, beklemiyordum da, iyide oldu. Ben kültürüne kimliğine sahip çıkan halkımla beraberim. Şu anda Neyzen Tevfik’in evi dondurmacı, Halikarnas Balıkçısı’nın yaşadığı ve meyhane. Yüreğim acıyor, içim sızlıyor. Bodrum bu iki kültürel değere sahip çıkamadı. Ben evimi müzeye benzer hale getirdim. Bodrum’daki tüm eski evlerin müze gibi korunması gerekir, 5 bin yıllık kentimizi böyle koruyabilir özgün kimliğini gelecek nesillere taşıyabiliriz” diye konuştu






